Haydaa!!! bu başlıkta nereden çıktı ? Nereden çıktı izah edeyim.
Ekonomide arz talep dengesi çok önemlidir. Bu denge ihtiyaçlara, tüketime ve ihracat taleplerine göre planlanmalı, bu plan neticesinde bir talep ve arz dengesi kurulmalıdır. Bunu ekonomist olmayan sokaktaki sade vatandaş bile az, çok bilir.
Örneğin bir ülkede, bir sene patates üretimi çeşitli sebeplere bağlı olarak düşük olur ise, doğal olarak patatese olan talep çok olur, arz da düşük kaldığı için ya fiyat patlaması veya stokçuluk ortaya çıkar. Hal böyle olunca ve plansız üretimde buna eklenince dağa taşa patates ekilir. Depolar patates dolarken, hatta tarlada çöp olurken, haliyle piyasada bu kez yetersiz üretildiği için soğan azlığı sıkıntısı başlar. Üretim ve tüketim plansız olunca bu döngü böyle devam eder gider. Yani ya fazla olan mal çöp olur, ya da az olan mal çok pahalı olur, stokçuluk olur.
İyide, hala konunun bizimle ne ilgisi var değil mi ?
Şöyle ki;
İnsan kaynaklarında da arz talep dengesinde olması en az meslek erbabı yetiştirmek kadar önemlidir. Piyasanın ihtiyacından fazla mühendis olursa işsiz mühendisler ordusu, ihtiyaçtan fazla nakliyeci olursa garajlarda çürüyen kamyonlar veya maliyetinin altında nakliye hizmetleri kaçınılmaz olacaktır. Peki ne olsun insanlar mühendis, doktor, öğretmen veya müşavir olmasın mı? Hayır tabi ki olsunlar, doğru planlamayla her meslekte nitelikli insanlar olsun.
Ancak eğitim, staj ve sınav gibi zorlu süreçlerinden sadece eğitimler verip meslek sahibi yapmak yetmez. Mesleğini icra ederken, haksız rekabete uğramadan, verdiği hizmetin maddi karşılığını alabileceği, çalışma ve yetki alanlarının her geçen gün azalmadığı, başka mesleklere elindeki iş sahalarını kaptırmadığı, elindeki iş sahalarını muhafaza ederken yeni, yeni iş sahaların açıldığı ve her şeyden önemlisi mesleğinden kazanacağı gelirle belli yaşam standardını yakalayabildiği, akademik çalışmalar yapabildiği, vergilerini ve mesleki giderlerini karşılayabildiği , geçimini rahat rahat sağlayabildiği ortamı sağlamak adına ,doğru planlama ve yönetim anlayışı ile temsil edilmesi en az eğitim kadar önemlidir.
Bir önemli nokta da , belgeyi, diplomayı , sertifikayı alıp cebine koymakla iş bitmemeli. Danışmanlığını yaptığımız, milyar dolarlık bir dış ticaret hacmine hükmeden dış ticaret camiasının nazarında itibarımızı arttırmak için , mensubu bulunduğumuz mesleğin seviyesini, profilini yükseltecek akademik çalışmalar yapmalı, her platformda yapılacak çalışmaların içinde mutlaka yer almalı, istediğimiz kararlar alınmıyorsa bile, mesleğimiz aleyhine olabilecek kararların önüne, karar alınmadan önce geçmeliyiz.
Bizler sermaye sahibi bir mesleğin mensupları değiliz. Bizim en büyük sermayemiz bilgimiz ile vizyonumuzdur. En büyük sermaye bilgidir kanımca…
Dost acı söyler deyip bitirelim…
