Küresel Ticaret Haritası Yeniden Çiziliyorken, “Dijital ve Çevik Şirketler” Köşeleri Kapmaya Başladı
Küresel Ticaret haberlerinin en yoğun yaşandığı dönemdeyiz. Bu öyle bir savaş ki; bugün Çin’de başlayıp, dünyayı etkisi altına almaya başlayan korona virüsü bile belki kendisinden çok ekonomik etkisiyle tartışılıyor.
Dünya’ya baktığımız zaman en belirgin görünenler; ABD-Çin ticaret savaşları İngiltere-AB arasında ki Brexit süreci, ABD-Meksika-Kanada anlaşması süreci, Asya’da yaşanan RCEP süreci gibi.
Bu ticaret savaşlarının gözönündeki en belirgin lideri olan Çin, 2013 yılında Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping tarafından açıklanan One Belt, One Road (OBOR) “Tek Kuşak Tek Yol Girişimi” sonradan Belt and Road Initiative (BRI) “kuşak ve Yol Girişimi” Planı, Çin'in modern kara ve deniz rotalarını yeni yollar, demiryolları, limanlar, köprüler, enerji santralleri ve daha fazlası aracılığıyla yeniden çiziyor ve genişletiyor. Dünya’nın kabul ettiği bu büyük ticari gücün liderliğinin devamlılığı ve daha belirgin büyümesi hedefleniyor.
Dünya Bankası, BRI’ya yapılan yatırımın şimdiye kadar toplam 575 milyar dolar olduğunu tahmin ediyor. 10 yıl içinde nihai yatırımın 1 trilyon dolar olması tahmin ediliyor.
Çin’in bugün ticaret savaşlarında belirgin üstünlüğü üretimin kolaylaşması, ucuzlaması ve artması herkesin kabul ettiği ve benimsediği bir noktaya geldi. BRI’nın ortaya çıkma nedeni tam bu aşamada önemli, çünkü ürünlerde ki bu değişimin yaratacağı etkinin lojistikte ortaya çıkabileceğini gören ülkeler ve şirketler stratejilerini lojistiğe göre planlıyor.
Bu strateji kapsamında, toplam uzunluğu 820 metre olan 42 konteyner yüklü vagonla hareket eden tren Çin'den Avrupa'ya kesintisiz giden ilk yük treni China Railway Express, 2 kıta, 10 ülke, 2 denizi aşarak, 11 bin 483 kilometrelik yolu 12 günde kat ederek Prag’a ulaştı.
Ticaretin Geleceği için doğu-batı ve kuzey-güney koridorları genişletiliyor. Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Kuzey Karadeniz ülkeleri arasında uluslararası koridorlar oluşturuluyor. Türkiye’de bu kapsam özelikle ipek yolunda ki üstünlüğü başta olmak üzere Avrupa Birliği Gümrük anlaşmasının bir parçası olması, Avrupa ithalatında ciddi bir hacme sahip olması unsurlarını göz önüne alınarak yeni oluşturulmaya çalışılan bu Küresel Ticaret Haritasında güçlü konumda.
Bu değişimler çerçevesinde, Türkiye lojistik sektörünün büyüklüğü 150 milyar dolara çıkarken, tedarik zincirinin de her bir halkasında ciddi değişimler bu paralelde ilerlemekte. Özellikle gümrük kapılarında ki yenilikler, teknik alt yapının geliştirilmesi, Tek Pencere Sisteminin devreye alınması ve tüm devlet kurumlarında Dijitalleşme temelli adımların atılıyor olması, ülkeyi ticaretin dev şirketleri için çekim noktası haline getirmektedir.
Türkiye’ye yatırım yapan Dev şirketler, Dünya Ticaretinde üstünlüğü elde bulundurmak için tüm süreçlerini teknolojinin en ileri seviyesinde dijitalleştirmiştir. Türkiye’de seçecekleri iş ortaklarını da bu çerçevede değerlendirmek zorundalar. Bu da özellikle tedarik zincirinin her bir unsuru olan taşımacılık, depolama, gümrükleme vb.. iş kollarında hizmet veren firmalar için var olabilme savaşında en büyük unsur olarak öne çıkmakta.
“Dijitalleşme, rekabet kurallarını yeniden yazıyor ve şirketler en çok geride kalma riskiyle karşı karşıya.”
Küresel Ticaret haritası yeniden çiziliyorken, Dijital dönüşümde oyunun kuralları yeniden yazılıyor. Müşteri, rekabet, veri, inovasyon, değer; bu beş alanın her birinde dönüşümle karşı karşıya kalan şirketler uyum sağlama ve büyüyebilmek için kendi stratejilerini oluşturma yönünde yeni yol haritalarına ihtiyaç duydukları/duyacakları çok net.
Özgür GÜNYEL