Giriş:
Yıllar boyunca liberal ekonomik politikaları benimseyerek uygulayan ABD, bir anda politika değişikliğine giderek korumacı ticaret politikasını hayata geçirdi. ABD tarafından çelik ve alüminyum ithalatında vergi tahsil edilmesi Dünya’da şok etkisi yarattı.
ABD Başkanı Trump’ın çelik ve alüminyum ithalatında ek vergi uygulamasına ilişkin basın toplantısında; ek vergi kararının sadece ekonomik nedenlere dayanmadığı, verginin aynı zamanda ulusal güvenlik kapsamında bir politika aracı kullanıldığına ilişkin açıklaması ise acaba “gümrük savaşları başlıyor mu?” sorusunu akıllara getirdi.
Zira ABD Başkanı tarafından yapılan açıklamada; ülke müttefiklerinin bu vergiden muaf tutulabileceğine ilişkin açık kapı bırakılması, gümrük savaşları tezini güçlendirecek nitelikte.
Korumacılığın Altındaki Belli Başlı Nedenler Nelerdir?
Dış ticarette söz sahibi olan ülkelerin korumacı bir dış ticaret politikası uygulaması durumunda dünya ticaretinde daralmaya neden olabileceği uzmanlar tarafından ortak bir dille dile getirilmektedir.
Peki ülkeleri korumacılığa iten nedenler neler?
Esasen, ülkeleri korumacılığa iten birçok neden bulunmakla birlikte, korumacılığın altında yatan belli başlı nedenleri sizler için derlemeye çalıştık.
Yurt İçi Üretimin Korunması:
Özellikle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler tarafından yerli üretimin korunması amacıyla, yüksek gümrük vergisi oranları uygulanabilmektedir.
Literatürde “Genç Endüstri Tezi” olarak bilinen bu uygulamada, yeni kurulmuş veya gelişmekte olan sektörler ile ülke açısından hassas sektörler belirlenmekte, bu sektörlerin üretmiş olduğu ürünlerin ithalatında yüksek gümrük vergisi uygulanarak korunmaktadır.
Ürdün’ün ülkemizle arasındaki serbest ticaret anlaşmasını askıya alması bu korumacılığa örnek olarak gösterilebilir. Zira Ürdün hükümeti tarafından yapılan açıklamada, yerli üretimin korunması amacıyla STA’nın askıya alındığına ilişkin açıklama yapıldı.
Bu uygulama nedeniyle STA kapsamındaki Türk Menşeli ürünlerin ithalatında Ürdün hükümeti tarafından gümrük vergisi alınmaya başlanacak.
Ulusal Güvenlik:
Son dönemlerde uygulamaya konulan korumacılığın altındaki nedenlerden biri de ulusal güvenlik sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkeler tarafından uygulanan bu korumacılık yönteminde, ulusal güvenlik stratejisi dahilinde bazı ülke ve/veya ülke grupları belirlenerek, müttefik olmayan ülkelere daha yüksek gümrük vergisi uygulanabilmektedir. Hatta müttefik olmayan ülkelerden yapılan ithalatlar sınırlandırılabilir.
Örneğin ABD’nin başı çektiği birçok gelişmiş ülke Kuzey Kore ile ticareti yasaklamıştır. Diğer yandan, ABD Başkanı tarafından çelik ve alüminyum ithalatında uygulanacak vergiye ilişkin açıklamada, bu enstrümanın zaman içerisinde yine kullanılabileceği belirtilmiştir.
Tüketici Sağlığı:
Dış ticarette korumacılığın diğer bir nedeninin de tüketici sağlığı olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte tüketici sağlığını olumsuz etkileyebilecek ürünlerin gümrük vergisi oranları artırılabilir.
Örneğin insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen tütün ithalatında yüksek gümrük vergisi tahsil edilirken, insan sağlığı için önem arz eden tedavi amaçlı ürünlerde (ilaçlar, tıbbi cihazlar vs) düşük gümrük vergisi uygulanabilir.
Bu tarz korumacılıkta toplumsal faydanın etkin olduğunu söyleyebiliriz.
Çevrenin Korunması:
Tıpkı tüketici sağlığında olduğu gibi, toplumsal fayda yaratabilmek adına, çevreye duyarlı teknolojik ürünlerin ithalatında daha düşük gümrük vergisi uygulanırken, çevreye zarar verebilecek eşyaların ithalatında ise yüksek gümrük vergisi tahsil edilebilir. Bu korumacılıkta amaç insanların yaşadığı çevrenin korunmasıdır.
Örneğin, fosil yakıt kullanan ürünlerin ithalatında yüksek ithalat vergileri tahsil edilirken, yeni nesil çevreye duyarlı elektrikli ürünlerin ithalatında daha düşük ithalat vergileri uygulanabilmektedir.
Değerlendirme ve Sonuç:
Dış ticarette söz sahibi olan ülkelerin korumacı anlayışla, yüksek gümrük vergisi uygulamalarına yönelik düzenlemeleri hayata geçirmesi ile dünya ticaretinde daralma olacağı bir gerçek. Zira uluslararası ticarette düşük vergi oranları mütekabiliyet esasına göre uygulanmaktadır. Daha açık bir ifade ile karşılıklı olarak vergi oranları düşürülmek veya yükseltilmektedir.
Her ne kadar, ulusal güvenlik ve yerli üretimin korunması gibi haklı bir nedene dayansa da korumacılık anlayışının uzun vadede ulusal ve uluslararası refahı olumsuz yönde etkileyeceği gerçeğinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Hakan UÇAK