Gümrük
Birliğinin Güncellenmesi
(JEFTA
ve TTIP)
Türkiye
ile AB arasında tam üyeliği esas alan bir ortaklık ilişkisi tesis eden 1963
tarihli Ankara Anlaşmasıdır. Ankara
Anlaşmasının geçiş dönemi hükümleri ve tarafların üstleneceği yükümlülükleri
belirten (1973) Katma Protokol ise 22 yıllık bir süre sonunda gümrük
birliğine ulaşılmasını öngörmüştür. Katma Protokol’de öngörülen geçiş
dönemi, 1996 yılında Gümrük Birliği’nin yürürlüğe girmesiyle sonlanmıştır. 1/95
sayılı Türkiye-AB Ortaklık Konseyi Kararının 6 Mart 1995 tarihli toplantısında
kabul edilmesinin ardından, Türkiye-AB Gümrük Birliği 1.1.1996 tarihi
itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Gümrük
Birliği, sanayi ürünleri ile İşlenmiş Tarım Ürünlerinin sanayi paylarını
içerecek şekilde düzenlenmiş, diğer bir deyişle temel tarım ve Avrupa
Kömür Çelik Topluluğu (AKÇT) ürünlerinin yanı sıra hizmetler ticareti
ve kamu alımları kapsam dışında bırakılmıştır. Temel tarım
ürünlerinin ikili ticareti ise, karşılıklı tanınan tavizler çerçevesinde düzenlenmiştir.
Bu tavizler, Türkiye ile serbest ticaret anlaşması imzaladıktan sonra AB’ye tam
üye olan ülkelere yönelik tercihli düzenlemeleri içerecek şekilde 2006 yılında
güncellenmiştir.
25.02.1998 tarihli 1/98 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (98/223/EC) Türkiye’ye
tarım ürünlerinin ithalatında PAAMK Sistemi Kapsamı Eşyanın Tercihli Menşeinin
Tespiti Hakkında Yönetmelik
kapsamında uygulanmaktadır.
Tarım
ticaretine yönelik karşılıklı tavizler düzenlenirken, Türkiye’ye karşı daha
önce AB tarafından uygulanan tavizler genişletilmiştir. Bu kapsamda, tüm tarım
ürünlerinde ad valorem vergi muafiyeti, bazı ürünlerde ise tarife kontenjanı
çerçevesinde gümrük vergisi muafiyeti, spesifik vergi muafiyeti veya indirimi
sağlanmıştır. Buna karşılık Türkiye 1/98 sayılı Ortaklık Konseyi Karar
uyarınca; canlı büyük baş hayvan, dondurulmuş et, süt tozu, tereyağı, peynir,
sebze ve çiçek fidanları, çiçek soğanları, elma, şeftali, tohumluk patates,
tahıl, ham veya rafine bitkisel yağlar, şeker, domates salçası, bazı alkollü
içkiler ve meyve suları ile hayvan yemi ürünlerinde tarife kontenjanları
çerçevesinde AB’ye gümrük vergisi indirimi ya da muafiyeti şeklinde tavizler
tanımıştır. İşlenmiş tarım ürünlerinde (İTÜ) ise gümrük vergileri, tarım payı
için spesifik ve sanayi payı için ad valorem olarak uygulanmaktadır. Bazı
İTÜ’lerde şeker, süt yağı ve nişasta oranlarına bakılarak, bazı İTÜ’lerde ise
içeriğinde kullanılan temel tarım ürünleri girdilerinin koruma miktarlarına
bağlı olarak hesaplanan tarım payları, ikili ticarette otonom olarak tespit
edilmektedir. AB ve EFTA bölgesinin tabi olduğu tarım payına ilişkin vergiler,
fiiliyatta üçüncü ülkelere nazaran daha düşük uygulanmaktadır. Sanayi payları
ise taraflarca karşılıklı olarak sıfırlanmış, üçüncü ülkelerin ithalatında ise
ortak gümrük tarifesinin uygulanması öngörülmüştür. Hayvansal olmayan gıda
ürünlerinin AB’ye ithalatında gıda mevzuatının yanı sıra HACCP standartlarına
uygunluk aranmakta ve ithalat işlemleri önceden belirlenen ihtisas gümrükleri
üzerinden yetkili kuruluşların denetiminde gerçekleşmektedir.
Gümrük
Birliği, esas itibariyle sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Diğer
taraftan, Topluluğun 3448/93 sayılı Konsey Yönetmeliği ekinde listelenen
"işlenmiş tarım ürünleri" Gümrük Birliği kapsamında yer alırken,
İşlenmiş tarım ürünlerinin ithalatında, Topluluk sistemi ile uyumlu olarak
oluşturulan mevzuat çerçevesinde, Toplu Konut Fonu (diğer bir ifadeyle tarım
payı)
bütün ülkeler kaynaklı ürünler için uygulanırken, Gümrük Vergisi Oranı (diğer
bir ifadeyle sanayi payı) sadece üçüncü ülkeler menşeli ürünlerde
uygulanmaktadır.
Avrupa
Kömür ve Çelik Topluluğu Anlaşmasına dahil ürünlerde ise, AB ile Türkiye
arasında bir serbest ticaret alanı oluşturulmasını öngören Anlaşma 1 Ağustos
1996 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Gümrük
Birliği’nin güncellenmesi ihtiyacı nasıl doğdu?
Tam
üye olmadan AB Birliğine girilmesi ve hedeflenen 22 yıllık süre sonunda tam üye
olunamaması ve günümüz itibariyle de belirsizliği sürmesidir. Nisan 2014’te
Dünya Bankası, Avrupa Komisyonunun finansmanıyla, “AB-Türkiye Gümrük Birliği
Değerlendirmesi” raporunu yayımlamıştır. Bu rapor, kısaca, gümrük birliği ile
ilgili iki ana mesele üstünde durmuştur. Bir yandan sistemik problemler
mevcuttur, örneğin Türkiye, AB gümrük birliği ile ilgili alanlarda karar
alırken buna katılamamaktadır. Diğer yandan gümrük birliği çağdışı kalmıştır,
örneğin AB pek çok devlet ile söz gelimi tarım, hizmet ticareti ve kamu
alımlarını içeren ticaret anlaşması bağıtlamaktayken gümrük birliği salt mal
ticareti ile ilgili kalmıştır. İşte gümrük birliği, özellikle bu nedenlerle
bir güncellenme ihtiyacı içinde bulunmaktadır.
Gümrük
Birliğinin dezavantajları ülkemiz aleyhine daha belirgin hale gelmiştir. AB’ye
tam üyelik süreci müzakere aşamasında olup, yakın gelecekte tam üyelikle
sonuçlanması mümkün gözükmemektedir Türkiye’nin AB’nin karar alma sürecinde
yer almamasına rağmen Gümrük Birliği ile ilgili alınan kararlara uymak zorunda
kalması, AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının
(STA) otomatik olarak Türkiye’yi kapsamaması gibi sorunlar zamanla Türkiye
açısında ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Şöyle ki, AB ile STA imzalayan
ülkelere ait serbest ticaret kapsamındaki mallar Türkiye’ye gümrüksüz olarak
gelebilirken, Türkiye’ye ait malların söz konusu ülkelere gümrüksüz olarak
gidebilmesi Türkiye’nin o ülkelerle STA yapmasına bağlıdır. Bu kapsamda, AB ile
anlaştığında, mallarını Türkiye’ye de gümrüksüz gönderebileceğinin farkında
olan bazı ülkeler Türkiye ile STA imzalamaya yanaşmamaktadırlar. Böylece AB ile
STA imzalayıp Türkiye ile STA imzalamak istemeyen ülkelere karşı Türkiye ikili
ticarette dezavantajlı duruma düşmektedir. Bu kapsamda Türkiye ile STA
imzalamaya yanaşmayan Meksika, Güney Afrika, Cezayir ve yapılan görüşmelerde
bir türlü istenilen mesafe kat edilemeyen Kanada gibi ülkelerin dışında, AB’nin
STA imzalamayı düşündüğü Trump’un rafa kaldırdığı ancak gündeme gelmesi
muhtemel olan ABD (AB- ABD Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı TTIP) ticaret
anlaşması yeniden hayata geçirilebilir.
AB-Japonya Serbest Ticaret Anlaşması ya
da kısaca JEFTA, Avrupa Birliği ile Japonya arasında imzalanan ekonomik anlaşma 2019
itibarıyla yürürlüğe girmiştir. AB’nin Japonya ve ABD ile Transatlantik Ticaret
Anlaşması da gerçekleşmesi halinde mevcut statüde ekonomimizin bu yükü
kaldıramayacağı ve Türkiye’nin ciddi zarar görmesi kaçınılmazdır.
Özellikle
AB ile STA imzalayıp Türkiye ile STA imzalamaya yanaşmayan ülkelerle yapılan
ikili ticarette dış ticaret dengesi Türkiye aleyhine olumsuz yönde
etkilenebilecektir. Bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye’nin Gümrük Birliği
kapsamında yaşamakta olduğu mağduriyetin giderilebilmesi için, son dönemde
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gündeme gelmiştir.
Gümrük
Birliğinde güncellenmesi gereken konular:
Yukarıda
da değinildiği üzere sistemik sorunlar içerisinde Karar Mekanizmasında olmamak,
AB’nin üçüncü ülkeler ile yaptığı Serbest Ticaret Antlaşmalarının
üstlenilmesinde yaşanan güçlükler ve Türkiye’nin dış ticaretine olumsuz
etkileri, büyük hacimli ekonomiler ile STA’lar, AB güzergahında KARAYOLU
(GEÇİŞ) KOTALARI SORUNU ön plana çıkmaktadır. Günümüzde AB birçok ülke ile
sadece serbest ticaret antlaşmaları üzerinden tarım, hizmet ve kamu alımları
ortaklıkları gerçekleştirirken, Türkiye ile arasında Gümrük Birliği antlaşması
olmasına rağmen bu sorunu çözüme kavuşturamamaktadır. Gümrük Birliğinin
genişletilmesine yönelik olarak gümrük birliğinin güncellenmek istediği
alanlardan (daha önce gümrük birliği kapsamına alınmayan) “tarım”, “hizmetler”
ve “kamu ihaleleri” ile ilgili olarak örneklendirilebilir.
Gümrük
Birliğinin güncelleme yöntemi:
Türkiye-AB
Gümrük Birliği’nin kurulmasından sonra ortaya çıkan koşullar dikkate alınarak,
hizmetler ve kamu alımları gibi alanların yanı sıra tarım ticaretinde daha
ileri serbestleşmenin etkileri 2014 yılında CGE yöntemi kapsamında GTAP (Global
Trade Analysis Project) analizi kullanılarak tahmin edilmiştir. Avrupa
Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğünce Dünya Bankası’na yaptırılan Gümrük
Birliği’nin Değerlendirilmesi başlıklı çalışmada, dört farklı senaryonun
ticaret, gayri safi yurtiçi hâsıla ve ekonomik refah üzerindeki etkileri
değerlendirilmiştir (World Bank, 2014).
Senaryolar
|
Açıklama
|
Senaryo 1: Kapsamlı
STA
|
Temel tarım
ürünlerinde tüm gümrük vergilerinin herhangi bir miktar sınırlaması
olmaksızın karşılıklı olarak tamamen kaldırılması
|
Senaryo 2: OGT’nin Üstlenilmesi
|
Senaryo 1’e ilave
olarak, Türkiye’nin üçüncü ülkelere yönelik AB’nin Ortak Gümrük Tarifesini
üstlenmesi
|
Senaryo 3: Gümrük
Birliği’nin Genişletilmesi
|
Senaryo 2’ye ilave
olarak, Türkiye’nin AB’nin imzaladığı STA’larda temel tarım ürünleri için sağladığı
tercihli rejimleri ve Genelleştirilmiş Tercihler Sistemini üstlenmesi (Gümrük
Birliği’ne temel tarım ürünlerinin dâhil edilmesi)
|
Senaryo 4: Ortak Tarım
Politikasının Üstlenilmesi
|
Senaryo 3’e ilave
olarak, Türkiye’nin Topluluğun Ortak Tarım Politikasına dâhil olması
|
Kaynak: MARMARA AVRUPA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ · Cilt 23 · Sayı: 1 · 2015 25 -World Bank (2014)
Yukarıdaki
senaryolara göre yapılan analizlerde, tarafların ekonomik refahının artacağı
sonucuna varılmıştır. Refah artışının en çok, Türkiye için Üçüncü Senaryo’da
(843 milyon dolar) ve AB için Dördüncü Senaryo’da (399 milyon dolar) oluşması
beklenmektedir. Gümrük Birliği kapsamında ticaretin daha da serbestleşmesi, tüm
senaryoların uygulandığı durumlarda tüketici fiyatlarının düşmesine ve ilk üç
senaryoya göre tarım sektöründe istihdamın %0,5-3,25 arasında azalmasına yol
açacağı tahmin edilmektedir. İstihdamdaki bu olumsuz etkinin giderilmesi
amacıyla, tarımsal üretimde verimliliğin ve rekabet gücünün artırılmasına yönelik
politikalar uygulanması önerilmiştir.
GTAP
analizi ikili ticarette en fazla artışın AB ile yaşanacağını tahmin etmekle
birlikte, bu etkinin AB’nin SPS önlemleriyle sınırlı kalacağını öngörülmüştür.
Böyle bir ticaret artışının gerçekleşmesi için süt ürünleri, et ve et ürünleri
ve balık üreten Türk gıda işletmelerinin SPS önlemlerine uyum maliyeti ise 2
milyar avro olarak hesaplanmıştır. Gümrük Birliği’nin tarım ürünlerini içerecek
şekilde genişletilmesi (Üçüncü Senaryo) halinde, Türkiye’nin ihracatında en
büyük artışın sebze, meyve ve kabuklu yemiş, bitkisel ve katı yağlar, süt
ürünleri, şeker ve gıda ürünlerinde; ithalatında en fazla artışın ise buğday,
sebze, meyve ve kabuklu yemiş, sığır eti ve süt ürünlerinde yaşanacağı
beklenmektedir. Türkiye’nin Topluluğun Ortak Tarım Politikasına dâhil olması
(Dördüncü Senaryo) durumunda, imalat sektöründen tarım sektörüne kaynak
transferi olacağından, genel olarak daha düşük bir refah artışı tahmin edilmiş,
mamul ürünlerde azalmaya rağmen Türkiye’nin temel tarım ürünleri üretimi ve
ihracatında büyüme öngörülmüştür.
Özetle
Dünya Bankası raporunda, genişletilmiş bir serbest ticaret anlaşması kapsamında
tarım ticaretinin karşılıklı olarak serbestleşmesi uygulanabilir bir seçenek
önerilmiştir. Diğer yandan, müzakerelerin tarafların öncelikleri göz önünde
bulundurularak ürün bazında yapılması ve tarım sektörünün bütününde
serbestleşmenin bir geçiş döneminde kontrollü şekilde gerçekleştirilmesi
tavsiye edilmiştir.
Türkiye’nin
ve AB’nin karşılıklı sağladıkları taviz listesindeki tarım ürünlerinde tarife
indirimleri uygulaması halinde, bu indirimlerin etkilerini incelemek amacıyla
aşağıdaki tablodaki senaryolar esas alınmıştır.
Senaryolar
|
Açıklama
|
Senaryo 1: AB %54
İndirim
|
AB’nin Doha tarım
müzakerelerinde teklif ettiği tarife indirim oranının Gümrük Birliği
kapsamındaki tarım ürünleri için tek taraflı olarak bir defada uygulanması;
diğer bir ifadeyle tarım ürünleri için AB’nin %54 oranında lineer olarak
tarife indirimi yapması öngörülmektedir
|
Senaryo 2: AB %100 İndirim
|
AB tek taraflı olarak
tarım ürünlerinde Türkiye’den yapılan ithalatta gümrük tarifelerini
sıfırlayacaktır.
|
Senaryo 3: Türkiye %36
İndirim
|
Türkiye’nin Doha tarım
müzakerelerinde teklif ettiği tarife indirim oranının Gümrük Birliği
kapsamındaki tarım ürünleri için tek taraflı olarak bir defada uygulanması;
diğer bir ifadeyle tarım ürünleri için Türkiye’nin %36 oranında lineer olarak
tarife indirimi yapması öngörülmektedir.
|
Senaryo 4: Türkiye
%100 İndirim
|
Türkiye tek taraflı
olarak tarım ürünlerinde AB’den yapılan ithalatta gümrük tarifelerini
sıfırlayacaktır.
|
Kaynak:
MARMARA AVRUPA ARAŞTIRMALARI DERGİSİ · Cilt 23 · Sayı: 1 · 2015 25
Türkiye’nin
ve AB’nin karşılıklı sağladıkları taviz listesindeki tarım ürünlerinde tarife
indirimleri uygulaması halinde, bu indirimlerin etkilerini incelemek amacıyla Yukarıdaki
tabloda yer alan senaryolar esas alınmıştır. Senaryolar belirlenirken gerçekçi
bir yaklaşım izlenmiş ve hâlihazırda DTÖ Doha çok taraflı ticaret
müzakerelerinde tarafların tarım görüşmelerinde teklif ettiği indirim oranları
kullanılmıştır (WTO, 2008). Alternatif olarak, Gümrük Birliği kapsamında
ulaşılabilecek en büyük etkinin ölçülebilmesi için gümrük vergilerinde %100
indirim yapılacağı varsayılmıştır.
Gümrük
birliği güncellenmek istenirse bu, hukuki açıdan iki yöntemle, yani OKK veya
uluslararası anlaşma ile gerçekleştirilebilecek ve AB, gümrük birliği OKK ile
güncellenirse başka, bir uluslararası anlaşma ile güncellenirse başka usul
takip edecektir.
Sonuç
olarak bundan sonra güncelleme kararının ne olacağı siyasi anlamda iki tarafın
da atacağı adımlar ile doğrudan ilişkilidir. Unutulmamalıdır ki güncelleme
sadece Konseyin onayına dayanmamaktadır. Konsey onayı sonrasında düşünülen
müzakereler iki yıl kadar sürebilecek ve yine bu müzakerelerin sonucu Konseyden
nitelikli çoğunluk ile geçecek ve Parlamentonun onayına da tabi olacaktır. Dolayısıyla
en iyimser şekilde düşünürsek bile Konsey onayı ile birlikte başlayan takvimin
en az üç ya da dört yıl sürmesi olasıdır. Bütün bu süreç düşünüldüğünde ise,
eğer taraflar ekonomik entegrasyondan dakik bir şekilde yararlanmak
istiyorlarsa, siyasi sorunların bir an önce çözülmesini beklemek yerine daha
rasyonel davranarak, ekonomik süreci siyasi alanda araçsallaştırmadan Konseyin
onayını almaya çalışmaları gerekmektedir.
Tarafların
burada dikkatini çekmesi gereken nokta ise halen var olan ve gelecekte de
varlığını sürdürecek olan ekonomik bağımlılıktır. Taraflar arasındaki ticaret
potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, ne AB’nin Türkiye gibi dinamik bir
pazardan ne de Türkiye’nin en büyük ihracat ortağından vazgeçmesi bu koşullarda
mümkün değildir. Bir diğer ifadeyle, mevcut anlaşmanın güncellenmesi
kaçınılmazdır. Kararın yenilenmesinin ne kadar erken bir tarihte olacağı ve
gerçekleşmesi durumunda ne kadar efektif olacağını ise yine iki tarafın
politika yapıcıları belirleyeceklerdir. Maalesef Fransa eski cumhurbaşkanı N.
Sarkozy görevde iken Türkiye’nin yerinin PAAMK olduğunu deklare etmiştir. BREXIT
sonrası Avrupa Birliğinin geleceği ve dağılması söylentileri gerçekçi değildir.
Orta koridorda bulunan Türkiye için “Tek Yol Tek Kuşak” projesi ülkemize değer
katmaktadır.
Gümrük
Birliğinin güncelleme çalışmaları AB-Türkiye çalışma grupları tarafından 2015
yılından itibaren devam etmektedir. Konuyla ilgili Ticaret Bakanlığı resmi
internet sitesinde resmi rapor ve toplantı konularına ilişkin bilgilendirme
mevcuttur. Yol ayrımına gelinmiştir. Türkiye, gümrük birliğini güncelleme ile
iyileştirmeden ziyade JEFTA nın yürürlüğe girmesi ve potansiyel sorunların
çözümü için tam üyelik hedefini ivedilikle sonuçlandırmak için gerekli çabayı
göstermelidir. Ya da bu sevdadan vazgeçmelidir!
Recai
HERGÜN
YGM
Kaynaklar;
1/95 ve
1/98 sayılı Ortaklık Konseyi Kararları
https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/avrupa-birligi/gumruk-birliginin-guncelleme-sureci
https://tr.wikipedia.org/wiki/AB-Japonya_Serbest_Ticaret_Anla%C5%9Fmas%C4%B1
Türkiye
Avrupa Birliği İlişkilerinin Geleceği:
Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Cemalettin KALAYCI Cem KÜÇÜKALİ - İşletme ve
İktisat Çalışmaları Dergisi Cilt 6, Sayı 3, 2018, ss.13-23 ISSN:2147-804X http://www.isletmeiktisat.com
AB-TÜRKİYE
ARASINDA GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİ: FIRSATLAR VE SORUNLAR Dr. Ahmet
Cemal ERTÜRK. (İstanbul Kültür Üniversitesi-Global Politikalar Merkezi)
AB ve
Türkiye’de Yaş Meyve-Sebze Piyasa Düzenlemeleri ve Gümrük Birliği’nin
Genişletilmesi Süreci ISSN: 2148-0036 Yıl /Year: 2016 Cilt(Sayı)/Vol.(Issue):
1(Özel) Sayfa/Page: 56-61 Derleme Review Filiz PEZİKOĞLU. VII. Bahçe
Ürünlerinde Muhafaza ve Pazarlama Sempozyumu, 04-07 Ekim 2016
GÜMRÜK
BİRLİĞİ’NE TARIM ÜRÜNLERİNİN DAHİL EDİLMESİ: TÜRKİYE İÇİN TİCARET POLİTİKASI
ÖNERİLERİ Ömer Tarık GENÇOSMANOĞLU
Dünya
Bankası Raporu; file:///C:/Users/PC/Downloads/tr-eu-customs-union-tr%20(1).pdf